Kapat
Arama yapmak için en az bir kelime giriniz.
Başa dön

Ekim 2008

Uçaktan indiğimiz zaman Fransa’da bulunduğumuz için hepimiz çok heyecanlıydık. Okula gidip Fransız arkadaslarımızla bulusup o ailenin bir parçası olarak hissettiğimiz ana kadar farklı bir çevrede olduğumuzu anlayamamıştık. Bazılarımız telaşlı bazılarımız meraklı bazılarımızsa heyacanlıydı; ne de olsa farklı bir ülkeye alışmanın zorluklarını öğrenecektik.

Pazartesi saat 8’de, herkes atölyede Luc ve Faridle ısınma çalışmaları yapmak için toplanmıştı. Önce Luc’le bedenimizi sonra Farid’le sezimizi tiyatroya nasıl hazırlayabileceğimizi öğrendik, cünkü şan atölyemiz vardı. O kadar çok şarkı üzerine çalıştık ki ara verdiğimiz odayı "gazeteci" bürosuna dönüştürmüşlerdi : hem kahvelerimizi yudumluyar hem de yazılarımızı yazıyorduk. Anladığınız gibi burda hem çok eğleniyoruz hem de çok çalişiyoruz. öğleden sonra, Maupassant Lisesi’ni ziyaret ettik ve fransız arkadaşlarımızla okullarında derse girdik . Kocaman binası olan okulun yanında Sainte pulchérie ’nin, gerçekten çok küçük olduğunu fark ettik. şimdi de Pelin’in Claude-Alice Peyrotte ile yaptığı röportajı sizlere suruyoruz

Güzel bir uyku çektikten sonra (bazıları 12 saat uyuyarak abarttılar) Fécampta bir deniz gezisi için tekrar limanda buluştuk. “Tante Fine” adlı, 26 metre uzunluğunda, büyük beyaz yelkenli ve içinde gerçek denizcilerin bulunduğu Fécamptaki bir şirket tarafından restore edilen bir gemiye bindik. Bizi geminin kaptanı uzun bıyıklı ve küpeli kişi karşıladı. Gemide gemi tayfasının yanında bir de çok tatlı bir kaptan köpeği vardı.
X