2018 mezunumuz İdil Kutlu, Sciences Po’da 3. sınıf öğrencisi. Şu sıralar, pandemi koşullarından dolayı erasmus senesine, uzaktan da olsa, University College London (UCL)’da devam ediyor. Her şeye dokunmayı, konuşup analiz etmeyi sevenlere önerdiği, kendi deyimiyle “elinizde çok kapıyı açacak birçok anahtar” sağlayan, eğitim sürecine dair ne varsa konuştuk.

Sciences Po siyasal bilimler alanında dünyada en bilinen okullardan. Dünya klasmanında ikinci sırada. Aynı zamanda selektif olmasıyla da tanınıyor. Başvuru sürecin nasıl geçti, biraz anlatır mısın?

Bu üniversite Fransa’da, Grandes Ecoles olarak geçiyor ve kendine özel bir başvurusu var. Campus France üzerinden başvurulmuyor. Lisede okuduğunuz derslere, notlarınıza, referanslarınıza bakılıyor. Ayrıca niyet mektubu da yazıyorsunuz. Bu birinci aşama. İkinci aşama ise 30-40 dk. süren bir mülakat. Türkiye’ye gelip size bir gazete makalesi üzerine özet geçmenizi, yorum yapmanızı, ardından bunun üzerine sorulara cevap vermenizi istiyorlar. Benim seçtiğim lisans programım, ingilizce eğitim veren Avrupa ve Kuzey Amerika konularına odaklanmış Reims kampüsünde. O yüzden IELTS’ten de iyi bir puan almanız gerekiyor. 

Bu sürece hazırlanırken lise yıllarında farklı bir şey yaptın mı?

12. sınıfta ben Enternasyonal sınıftaydım. O sınıfın müfredatı, beni bu sınava ve üniversitenin ilk senesine hazırladı. Uluslararası ilişkiler dersinde; Machiavelli, Locke, Rousseau, Beauvoir gibi önemli, temel politik düşünür ve filozofların teorilerini gördüm. Mülakat için, ayrıca yapmanız gereken ise dünyada, ülkenizde veya gitmek istediğiniz kampüsün olduğu bölgeyle ilgili her türlü haberi takip etmek. Benim mülakatta, Trump’ın ekonomi politikası üzerine bir makale verilmişti. 

Bu bölümü seçmenin bir hikayesi var mı?

Ben ortaokuldan beri MUN konferanslarına katılıyorum. Bu kulübe lise yıllarımda da devam ettim ve son senemde MUN İngilizce’nin başkanı oldum. Lisedeyken yurt dışında okumak istediğimi biliyordum; ama hangi bölümde okumak istediğimi bilmiyordum. 11. sınıfta, öğretmenlerim, beni Sciences Po okuluyla tanıştırdılar. Araştırma yaptım. Sciences Po’da her şeyi bir arada öğreniyorsunuz. Tarih, sosyoloji, iktisat… çeşitli disiplinlerde derin bilgilere sahip oluyorsunuz. MUN geçmişimle birlikte bu bölümün beni mutlu edeceğini sonunda anladım. 

Üniversitede eğitim sürecini nasıl geçirdin?

Liseden mezun olduğunuzda farklı bir sürecin sizi beklediğini biliyorsunuz. Endişelerimden biri, arkadaş edinememekti. Herkes bu korkular içinde aslında. Ama sonra aynı frekansta olan kişilerle birbirinizi çok çabuk buluyorsunuz. Paris’te de okuyan Sainte Pulchérie Lisesi’nden arkadaşlarımla da birbirimize bu süreçte yardımcı olduk. Ayrıca, dersler çok uzun üniversitede. İki saat. İyi konsantre olman gerekiyor. Not tutma deneyimi gerekiyor. İlk ay özellikle bu konularda zorluk yaşadım. Öğretmenler sorulara çok açıktı neyse ki. Üçüncü sene, herkes, partner üniversitelerde eğitimine devam ediyor. Seçtiğim altı okul arasından, ilkine gitme şansı elde ettim Londra’da. İngiltere’deki farklı politik süreci, Brexit’i yerinde görmek istedim:) 

Nasıl bir tavsiyede bulunmak istersin lisedeki öğrencilere?

Sainte Pulchérie, size sayısız şans ve deneyim sunuyor. Bu şanslardan yararlanın. Beş sene, çok uzun değil. Bir: Tadını çıkarın. İki: Şansları yakalamaya çalışın. Bu sizi, profesyonel kariyerinizde ileriye götürecektir. Ayrıca, her şeyin yoluna gireceğine inanın. Ben girmeyi beklediğim bir okuldan red almıştım; ama girme şansımın çok daha düşük olduğu bir okuldan kabul aldım. Bugünkü hayatımı hiçbir şeye değiştirmem. Biraz umut, biraz inanç. Her şey olması gerektiği gibi olacak. Müzik dinleyin. Umudunuzu kaybettiğinizde, sizi mutlu ve motive eden müzik listeleriniz olsun.