Görerek ve yaşayarak öğrenmek, eğitimin en temel argümanlarından biri olmakla beraber, okulumuzun eğitim anlayışının da temel yöntemlerinden birisidir. Bu nedenle, hem Atamızı anmak, hem Cumhuriyetin kurulduğu koşulları yerinde görmek, hem de Anadolu’nun tarihi zenginliklerini en iyi yansıtan müzelerden biri olan "Anadolu Medeniyetleri Müzesi"ni gezmek için Ankara’ya bir gezi düzenledik. Gezimiz, ağırlıklı olarak lise 1 ve lise 2. sınıf öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Görerek ve yaşayarak öğrenmek, eğitimin en temel argümanlarından biri olmakla beraber, okulumuzun eğitim anlayışının da temel yöntemlerinden birisidir. Bu nedenle, hem Atamızı anmak, hem Cumhuriyetin kurulduğu koşulları yerinde görmek, hem de Anadolu’nun tarihi zenginliklerini en iyi yansıtan müzelerden biri olan “Anadolu Medeniyetleri Müzesi”ni gezmek için Ankara’ya bir gezi düzenledik. Gezimiz, ağırlıklı olarak lise 1 ve lise 2. sınıf öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Gezideki ilk durağımız Atamızın ebedi istirahatgahı Anıtkabir idi. Sabah on sularında öğrencilerimizle birlikte resmi törene katılarak Anıtkabir’e çelenk koyduk ve ardından anı defterine okulumuz adına bir yazı yazdık. Resmi törenin ardından Anıtkabir Müzesini ziyaret ettik. Özellikle müzenin yeni açılmış bölümleri, canlandırmalar ve efektlerle düzenlenmiş seksiyonlar öğrencilerimizi çok etkiledi.
Anıtkabir ziyaretimizin ardından, Cumhuriyetimizin kuruluşunda büyük rol oynamış iki mekana, birinci ve ikinci meclis binalarına doğru yola çıktık. Bu binaların, içindeki eşyaların ve koşullarının bugünle karşılaştıralamayacak düzeyde oluşları, Cumhuriyetin ne zor koşullarda yaratıldığını hepimize bir kez daha gösterdi. Birinci ve ikinci meclis binalarını ve müzelerini gezdikten sonra Ankara kalesine çıkarak, güzel bir Ankara manzarasına karşı yemeğimizi yedik.
Öğle yemeğinin ardından adresimiz « Anadolu Medeniyetleri Müzesi » idi. Dünyanın en önemli müzelerinden biri olmakla beraber, Anadolu’nun tarihi zenginliğini ve Anadolu kültürünün derinliğini en iyi yansıtan müzelerden birini gezmek hepimiz için hem çok eğlenceli hem de heyecan vericiydi. Hitit kaya kabartmaları, Anadolu’nun maden çağı kalıntıları, mezar odaları ve Çatalhöyük kalıntıları hepimizi büyüledi.
Son durağımız Cumhuriyetin de ilk müzelerinden biri olan « Etnografya Müzesi »ne doğru yola çıktığımızda hafiften yağmur da çiselemeye başlamıştı ama artık rahattık çünkü gezimizin hemen hemen tümünü çok güzel bir Ankara günününde tamamlamıştık. Etnografya Müzesi, hem Ankara’nın hem de Orta Anadolu’nun etnografik yapısını yansıtan çok önemli bir müzedir. Burada yer alan ve bugün artık neredeyse hiç kullanmadığımız günlük yaşantı araç gereçlerini görmek gerçekten ilginçti.
Çok yoğun, yorucu ama bir okadar da eğlenceli ve heyecan verici bir gün geçirmiştik. Biz öğretmenler olarak, otobüste tüm öğrencilerin yorgunluktan bitap düşüp uyuyacağını düşünürken, yanıldığımızı anlamamız çok uzun sürmedi…
