Öğrencilerimiz bilgi edinme ve kaynak araştırma becerilerini lisemizdeki ilk günden itibaren kazanmaya başlıyor. Peki 12. Sınıflarda "Eleştirel Düşünce" dersimiz hangi konulara yoğunlaşıyor?

Eleştirel düşünce hem bir entelektüel yordam hem de bir zihin durumudur. Çevremizden gelen bilgilere dikkat etmektir; ama aynı zamanda kendi düşünme sürecimize de dikkat etmektir.

Okumadan bir makaleyi ya da yazıyı “beğenen” yok mu aramızda?

Neden bizi şahsen ilgilendiren veya kendi düşüncemize uyan enformasyona daha kolay inanırız?

Enformasyon karşısında nesnel miyiz?

Konfüçyüs der ki: “Aç insana balık vermektense, ona balık tutmayı öğret.”

Hepimiz çok fazla enformasyona maruz kalıyoruz, buna Fransızca “enformasyon-obezitesi” (infobésité) de deniyor.

Durmak bilmeyen enformasyon akışı karşısında, haberleri ya da enformasyonu analiz etmeye çok az vaktimiz kalıyor.

Dolayısıyla beynimiz ve duyularımız yanılmaya eğilimli oluyor.

 

 

12. sınıfta hedefimiz; öğrencilere “fake news” denilen yalan haberlerin ne olduğunu öğretmek, çeşitli haberleri kanıtlamaya çalışmak değil. Öğrencilerimizi daha geniş bir açıdan bakarak, kendilerini analiz etmeye teşvik ediyoruz.

Okuduğumuz makaleler, izlediğimiz müzik klipleri, komplo teorileri ya da kalıplaşmış görüşler arasından öğrencilerin seçtiği örnekler sayesinde, haberlere ve enformasyona karşı kendimizi daha iyi tanımayı ve daha hazırlıklı olmayı amaçlıyoruz.

Medyatek ve Fransızca öğretmenlerimiz başta olmak üzere lisemizin öğretmenleri ile işbirliği içinde, Hazırlık düzeyinden 12. sınıfa kadar belge-kaynak araştırma ve eleştirel düşünce konularında becerilerin aktarılması için bir program hazırlanıyor. Böylece öğrencilerimiz, yalnızca üniversitede gerekli araştırma becerilerini değil; aynı zamanda bilinçli yurttaş ve dünyada aktör olmak üzere beceriler de kazanıyor.