Kapat
Arama yapmak için en az bir kelime giriniz.
Başa dön

Eric-Emmanuel Schmitt ile konferans

2 Kasım Salı günü Eric-Emmanuel Schmitt şehrin frankofon liselerine bir konferans verdi. Sainte-Pulchérie, Saint-Benoît ve Pierre Loti Fransız Lisesi ufak bir geziye çıktı. Bu heyecan verici buluşmanın metinlerle ve fotoğraflarla anlatımı…

21. yy.’da yaşayan bir 18. yy. yazarı

Lise 2’lerden 28 öğrenci ve lise 3’lerden 7 öğrenci, 3 Fransızca öğretmenlerinin eşliğinde, İbrahim Bey ve Kuran’ın Çiçekleri, Oscar ve Pembeli Meleği, Komşu Kızı Odette adlı eserlerin yazarını daha iyi tanıma imkânı sunan bu buluşmaya katılma mutluluğunu yaşadılar. Eric-Emmanuel Schmitt, yurtdışında en çok okunan çağdaş Fransız yazarlarından biridir!

Kendisini “21. yy.’da yaşayan bir 18. yy. yazarı” olarak tanımlayan Eric-Emmanuel Schmitt, “Ortaya duygu ve anlam çıkaran fabllar, hikâyeler yazmayı seviyorum” diyor. Diğerleriyle karşılaştırıldığında tolerans, farklı dinlere açık olma, insana duyduğu sevgi, konuşmasının odak noktasını oluşturuyordu. Öğrencilerimiz, programdaki eserler ve görünmeyenin meşhur döngüsü (Cycle de l’Invisible) üzerine sorular sorma fırsatını yakaladılar.

Eserinin, hayatından ve kişisel tarihinden nasıl etkilenmiş olabileceğini açıkladı. Bu konuyu birkaç keyifli anekdotla ilişkilendirdi. Bu anekdotlardan birisi Komşu Kızı Odette romanının yayını takiben çekilen film hakkındaydı: Odette karakteri, Almanya’nın kuzeyindeki okurlarından birisiyle karşılaşmasının ardından yaratılmıştı. Yazarın imza töreninde Odette, yazarın karşısında donuk bir ifadeyle kalmış, tek bir kelime bile etmemiş, transa geçmiş bir hayran edasıyla sessizlikte duvar kesilmişti… Filmin ve romanın ilk çıkış fikrini oluşturacak olan övgü dolu bir mektubu ve köpük rujla yapılmış bir kalbi hatıra olarak bırakarak sonunda oradan uzaklaşmıştı!

L2B öğrencimiz Özer Akman’ın yazarla bu buluşma hakkındaki izlenimleri:

“Kitap ve okuyucular arasındaki ilişkiye önem veriyor. Kariyerinin başında “Bravo” sözcüğünü duymak istiyormuş ancak sonraları, “Merci” kelimesinin “Bravo” kelimesinden daha önemli olduğunu anlamış. Gerçekçi bir yazar olmadığını açıkladı; Adolf Hitler’in hayatından bahsettiği kitabında bile hayali bir kısım eklemiş: “Eğer Adolf Güzel Sanatları kazanmış olsaydı”. Kitaplar uydurmak istemiyor, kitaplarının kendiliğinden doğmasını istiyor.” Belli bir okuyucu kategorisi yok, bu durum da onu mutlu ediyor. Şu cümleyi çok seviyor “Neysen o ol”. Bilgiyi paylaşmak ve cehaleti silmek istiyor. Onun için felsefe bir din değil; felsefe, bir argümandır ancak dinin içinde argümana yer yoktur. İnsanlarla ilgileniyor, Tanrı ile değil. Budistler hakkında bir kitap yazdı; Budistler hakkında bir bakış açısına sahip olmamız için Budist olmamızın gerekmediğini ekledi. Mutluluğun reçetesinin yalnızca kendisinin olduğunu düşünüyor. İbrahim Bey ve Kuran’ın Çiçekleri’nde bundan bahsetti. Kitabında, karakterler çocukluklarını koruyorlar ve Eric-Emmanuel Schmitt gibi nasıl hareket edeceklerini bilmiyorlar. Derste okuduğumuz “L’intruse” romanının hikâyesini anlattı. Almanya’dayken bir kadın Schmitt’le konuşmak istemiş ama bu kadın o kadar heyecanlıymış ki adını bile söyleyememiş ve yazara bir mektup bırakmış (romanda olduğu gibi). Bir film yapmak, bir kitap yazmaktan daha zor diyor Schmitt ve filmini yapmak istiyor.”

Ayrılmadan önce Eric-Emmanuel Schmitt, İstanbul’daki bu kısa ziyareti sırasında edindiği izlenimlerini paylaştı: “İstanbul’da inanılmaz bir enerji hissediyorum, New York’ta sahip olabileceğimiz bir canlılık ve yaşamak ve bir şeyler yapmak için bir aciliyet.” Ayrıca yazar, “Büyümeyi bilmeyen Sumo” adlı eserinin filmini çekmek, animizm ve konfüçyanizm üzerine bir eser yazmak gibi yeni projelerini açıkladı.

Onun kaleminden doğal olarak doğacak yeni hikâyelerini keşfetmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

daha fazla+
X