Kapat
Type at least 1 character to search
Back to top

Cinsiyetçiliğe Karşı Ses Çıkar!

Seçmeli Fransızca derslerinde, yılın üçüncü ünitesi, toplumsal cinsiyet kalıplarına ve cinsiyet ayrımcılığına odaklanmaktadır. 11TM öğrencilerinin, cinsiyetçi kalıp yargıları hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen çalışmaları, "Cinsiyetçiliğe Karşı Ses Çıkar!" başlıklı uluslararası yarışmada, büyük beğeni topladı.

Seçmeli Fransızca derslerinde, yılın üçüncü ünitesi, toplumsal cinsiyet kalıplarına ve cinsiyet ayrımcılığına odaklanmaktadır. 11TM öğrencilerinin, cinsiyetçi kalıp yargıları hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen çalışmaları, "Cinsiyetçiliğe Karşı Ses Çıkar!" başlıklı uluslararası yarışmada, büyük beğeni topladı.

Bu yıl 11. kez düzenlenen yarışmaya; Fransa, Arnavutluk, Cezayir, Belçika, Mısır, İspanya, Fas, Portekiz, Québec, Tunus ve Türkiye’den 162 video çalışması katıldı.

Tüm bu yapımlar arasında, özellikle Esma, Kayra ve Yasmin’in videosu jürinin dikkatini çekti. İlk kez bir lise takımı, yarışma bağlamında da nadiren ele alınan “Mansplaining” temasına odaklandı.

“Amacımız, kadınların her gün maruz kaldığı haksızlıklar konusunda kamuoyunu aydınlatmak ve yeterince konuşulmayan bir konu hakkında bilinçlendirmektir. Erkekler bu olgudan etkilenmediklerinden, yaptıklarının etkisini ve yol açtığı yaraları bilmiyorlar.”

L’HOMMEXPLICATION videoları, yarışmanın seçilen projeler sayfasında izlenebilir.

Bu yaratıcı ve etkili proje için üç öğrencimizi de tebrik ederiz!

***

Yarışmaya okulumuzdan üç video daha gönderilmişti ve yarışma jürisi bu çalışmaları o kadar çok beğendi ki, onları yarışma kanalında herkese açık hale getirdi. Öğrencilerimizin bir kez daha bolca mizah ve yaratıcılık sergilediği bu videoları kaçırmayın!

 

Nos normes (Normlarımız)

“Toplumda doğuştan maruz kaldığımız etiketler, küçük yaşlardan itibaren kodlarımıza işleniyor. Ev ortamımızda başlayan bu baskı, okul, iş yeri gibi sosyal alanlarda pekiştirilmektedir. Bu kodlar, günlük hayatımızda farkında olmadan karşılaştığımız durumlara, olaylara ve yeni insanlara bakışımızın temelini oluşturur. Kişinin karakterinin ve özgüveninin oluştuğu aile ortamının normların aktarımında doğrudan sonuçları olduğunu vurgulamak istiyoruz. Toplumda oluşturulan kodların bir sonucu olarak, kadınlar yaptığında normal karşılanan görevler, bir erkek tarafından yapılırsa bu kişi “iyi baba”, “iyi evlat”, “iyi vatandaş”, hatta “iyi insan” addediliyor.

Ayşenur – Murathan – Sofya – Zeynep K

Homme au foyer (Ev Erkeği)

“Bugün çalışmaktansa çocuklarını büyütmeyi tercih eden birçok kadın var. Halka açık yerlerde bu kadınlar kendilerini kolaylıkla ev hanımı olarak tanımlayabilirler ve bu karar başkaları tarafından garip karşılanmaz, aksine toplum tarafından oldukça normal karşılanır. Ama iş, erkeklere gelince, insanların tavrı çok değişiyor. Bir erkek, kariyerini çocuklarına bakmaya kendi başına adamaya karar verdiğinde, halk tarafından işsiz olarak görülür ve tanımlanır. Grup olarak bu tavrı, cinsiyetçi buluyoruz ve 21. yüzyılda bunu kabul edilebilir görmek istemiyoruz.”

Şahin – Derin – Dilşah – Lâl

C’est bidon ! (Kof İşler)
“Filmimiz film endüstrisindeki cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili. Film endüstrisinde çalışan kadınların her zaman sorunları vardır. Kadınlara yönelik cinsel taciz, önyargı ve genellemeler var. Bu yüzden filmimizde dikkatinizi yaygın ve çok önemli olan konulara çekmek istiyoruz. Filmimiz bu üzücü durumu ironik ve hicivli bir şekilde tasvir ediyor; ama aynı zamanda bu modern sorunu da başarılı bir şekilde yakalıyor. Stratejimiz, kara mizah kullanarak sinema sektöründeki eşitsizliklere karşı isyan etmek.”

Dora – İpek – İrem Ü – Zeynep C

X